Menisküs Yaralanmasının Belirtileri
Menisküs, kıkırdaktan oluşan ve dizde meydana gelen hareketleri kontrol eden bir tür eklem yapısıdır. Bu eklem yapısıyla ilgili yapılan çalışmalara göre menisküs, yük taşıma ve dağıtma, şok emilimi, kapsül ve sinovya sıkışmasına engel olma, lubrikasyon gibi görevlerinin yanı sıra, ön çapraz bağın yetersiz olduğu durumlarda dizin ön arka stabilitesine katkıda bulunma gibi fonksiyonlara da sahiptir.
Vücutta oldukça hareketli bir bölgede yer alan menisküs dokusu, ani dönme hareketleri başta olmak üzere, dizde meydana gelen travmalar sonucunda yırtılabilmektedir. Özellikle dizde bulunan menisküsler, en sık yaralanan yapılardır. Bu bakımdan, günümüzde menisküs cerrahisi en sık uygulanan ortopedik ameliyatlardan biri olarak karşımıza çıkmaktadır.
Diz eklemi, menisküs dokular sayesinde uyum içerisinde çalışan bir mekanizmaya sahiptir. Diz eklemi içerisinde yer alan yarım ay şeklindeki menisküs dokuları, diz eklem sistemindeki uyluk ve kaval kemiklerinin kusursuz bir uyum içerisinde çalışmasını sağlamaktadır.
Diz eklemi, uyluk, kaval ve diz kapağı kemiklerinin birleşmesinden oluşmaktadır. Uyluk ve kaval kemiğinin arasında ise, bu iki kemiğin birbiriyle uyumlarını arttıran ‘iç menisküs’ ve ‘dış menisküs’ adı verilen yarım ay şeklinde menisküs dokuları yer almaktadır.
İç menisküs; ‘C’ şeklindeki kıkırdak yapılardır. İç menisküs, daha sıkı bağlara sahip bir yapıda olduğu için daha hassas etkilere maruz kalmakta ve daha sık yaralanmaktadır.
Dış menisküs; ‘O’ şeklinde kıkırdak yapılardır. Dış menisküs yapıları, iç menisküs yapılarına göre daha hareketli oldukları için daha az zedelenmeye maruz kalmaktadır.
Diz eklem sisteminin temel yapıları arasında uyum sağlayan ve sağlıklı diz hareketlerinin gerçekleştirilmesi açısından önem taşıyan menisküslerde, yırtılma ya da yaralanma meydana gelmesiyle, diz eklemindeki uyum bozulmakta, hareket kısıtlanmakta ve ağrılı bir hal almaktadır. Menisküs yaralanmaları durumunda yakın döneme kadar yaygın olarak uygulanan tedavi yöntemleri, yırtığın bulunduğu menisküsün alınması yoluyla gerçekleştirilmekteydi. Ancak menisküs dokusunun tamamen alınması durumunda, kişide diz kireçlenmesi ve kıkırdak aşınması gibi sorunların meydana gelme olasılığı artış göstermektedir. Menisküs tedavilerinde menisküsün %15-34’ünün çıkarılmasıyla, temas basıncının %350 oranında arttığının gözlemlenmesi sonucunda başka yöntemler kullanılmasına ve kıkırdak dokunun tamiri yönünde uygulamalar gerçekleştirilmeye başlanmıştır.
Menisküs yırtılmaları, diz içerisinde kilitlenmeye, şişme meydana gelmesine ve ağrıya yol açabilmektedir. Bu bakımdan, menisküs yaralanmalarında tek bir çeşit yırtık olmadığı ve her menisküs yırtığının tedavisinde cerrahi müdahale gerçekleştirilmesinin zorunlu olmadığı özellikle vurgulanması gereken önemli bir noktadır.
Menisküs dokuları, diz eklemi ve hareketi açısından oldukça önemli fonksiyonlara sahiptir. Bu fonksiyonları şu şekilde sıralayabilmekteyiz;
Menisküs yaralanması durumlarında, yırtığın yerine, tipine ve miktarına göre ortaya çıkan belirtiler farklılık göstermektedir. Ancak temel olarak menisküs yaralanmalarını belirtilerini şu şekilde sıralayabilmekteyiz:
Menisküs yırtıklarının belirtilerinin, yırtığın konumuna, şekline ve boyutuna göre değerlendirilmesi, doğru ve etkili tedavi uygulanması açısından oldukça önemlidir.