Donuk omuz sendromu kısaca omuz hareketlerinin her yöne kısıtlanışıdır. Omuzda geçmeyen ağrılar ve hareket kısıtlığı belirtileri ile açığa çıkan donuk omuz sendromunda tanı süreci büyük önem taşımaktadır. Öyle ki bu problem ağrı ile doktora başvuran hastalarda geç fark edilebilmektedir.
Genellikle 45 ila 60 yaşları arasında görülen probleme neden olan faktörler şu şekilde sıralanabilmektedir;
Kadınlarda erkeklere oranla daha sık gözlemlenen donuk omuz sendromu 3 evreden oluşmaktadır. Bu evreler şu şekildedir;
Ağrı evresi özellikle ilk üç ay yaşanmaktadır. Çok şiddetli ağrı gözlemlenmektedir.
Donma evresi 3. Ay ila 9. Ay arasında yaşanmaktadır. Bu dönemde ağrı hafiflese de hareket kısıtlığı artmaktadır.
Çözülme evresi ise 9. Ay ile 15. Aylar arasında yaşanmaktadır.
Donuk omuz probleminin tedavisi ertelendikçe daha uzun sürede iyileşmekte ve hastanın hareketleri zamanla daha çok kısıtlanmaktadır. Yapılan araştırmalar sonucunda toplumun % 2 ila %5’inde görülen donuk omuz sendromu; diyabet hastalarının ise %40’ında görülmektedir.
Donuk omuz sendromunda başlıca belirtiler ağrı ve hareket kısıtlılığıdır.
Donuk omuz probleminin tedavisinde tanı süreci büyük önem taşımaktadır. Bu problemin tanısında; sağlık öyküsünün değerlendirilmesi ve fizik muayene ile röntgen, ultrason, bilgisayarlı tomografi ve MR gibi yüksek teknolojili görüntüleme tekniklerinden yararlanılmaktadır. Bu süreçte donuk omuz sendromunun hangi evrede olduğunun nitelikli bir şekilde tespit edilmesi gerekmektedir.
Problemin nedenleri, hastanın şikayetleri ve sendromun hangi evrede olduğuna bağlı olarak tedavi planlaması gerçekleştirilmektedir.
Donuk omuz sendromu tedavisinde cerrahi ve cerrahi dışı tedavi yöntemleri uygulanabilmektedir. Cerrahi dışı tedavi yöntemleri; istirahat, ağrı kesici ilaçlar, egzersiz programları, fizik tedavi ve çeşitli enjeksiyonlardır. Omuz ekleminin dinlendirilmesi ve planlı bir şekilde baskı uygulanmadan hareket etmesinin sağlanması birçok hastada rahatlatıcı faktörlerdir. Bununla birlikte ağrı kesici ilaçlar ve omuz eklemi içerisinde uygulanan kortizonlu enjeksiyonlar ile ödem atılması ve ağrı kontrolü sağlanmaktadır. Ancak bu yöntemlerde kullanılan ilaçların yan etkilerinin bulunması nedeni ile birçok hasta cerrahi tedavi yöntemlerine başvurmaktadır.
Donuk omuz sendromu yaşanan omuz eklem kapsülünde oluşan yapışıklıkların giderilmesi disiplinine dayanan cerrahi tedavi yöntemi günümüzde açık ve kapalı yöntemlerle uygulanabilmektedir. Eski yıllarda açık ameliyat biçimi kullanılarak kapsülün açıldığı tedavi yöntemi günümüzde teknolojik gelişmeler sonucunda kapalı yöntemler ile çok daha konforlu bir şekilde gerçekleştirilebilmektedir. Omuz ekleminde bulunan yapışıklıkların giderilmesi sonucunda hastanın ağrı hissinin ortadan kaldırılması ve hareket imkanının sağlanması amaçlanmaktadır.
Donuk omuz sendromunda uygulanan omuz artroskopisi genel anestezi uygulaması altında gerçekleştirilmektedir. Ameliyat sonrası iyileşme süreci ameliyatın başarısını arttırmada ve hastanın şikayetlerinin ortadan kaldırılmasını sağlamada büyük önem taşımaktadır. Bu nedenle rehabilitasyon sürecinde alanında tecrübeli uzmanlara başvurulması önerilmektedir.
Omuz artroskopisi sonrasında hastadan hastaya farklılık gösteren bir ağrı hissi yaşanmaktadır. Bu nedenle ameliyat sonrası ilk gün çeşitli ilaçlar ile ağrı kontrolü sağlanmaktadır. Ameliyattan sonraki gün ise fizik tedavi sürecine başlanarak ameliyat bölgesindeki ödem oluşumunun önüne geçilmekte ve omuz eklemine hareket kabiliyeti kazandırılmaktadır. Fizyoterapi süreci ile omuz eklemindeki kasların güçlendirilmesi ve eklem hareketlerinin maksimuma ulaştırılması sağlanmaktadır.
Ortopedik problemlerin tedavi sürecinin ertelenmesi hastanın kas ve kemik yapısının zamanla daha çok deforme olmasına neden olmaktadır. Bu nedenle gerek donuk omuz sendromu gerekse de diğer tüm ortopedik problemlerde mutlaka uzmana başvurulması önerilmektedir.