Metroport Busidence, Bahçelievler Mah. E5 Üzeri, Daire: 502 Bahçelievler / İstanbul
The Bike Mag / Aralık

The Bike Mag / Aralık (Plastik Su Şişesinden Kötü Kokular Geliyor)

The Bike Mag / Aralık

“BİSFENOLA-A”

Aktif bir hayatı seçenler bilir “su sporun olmazsa olmazıdır”. Özellikle bisiklet sporuyla yeni tanışanlar pedal bastığı mesafeler arttıkça ya da bisikleti vurduğu yollar dikleştikçe daha önce ağzına pek su koymasalar bile litrelerce su içmeye başlarlar. Mesela benim gibi…

Vücudumuzun yaklaşık %70 ‘inin sudan oluştuğunu düşünecek olursak bu gayet normal ama bazılarının ter yoluyla olan su kayıpları daha az olmakta; bu durumda da daha az su içmeye neden oluyor. Konu bisiklette performans yapmaksa sizi her türlü terletir ve olabileceğince su içirir. Tüm turu deve misali turun başında içilecek suyla tamamlayamadığımız için suyumuzu ve diğer içecekleri sırtımızdaki çantada suluklarımızda, bisikletin kadrosunun üstünde ya da jerseymizin ceplerinde taşımak zorunda kalıyoruz. Kullandığımız şişelerin hemen hepsi, sırt çantasındaki sulukların tamamı plastik malzemelerden yapılmakta. Metal zannettiğimiz sulukların bir kısmının içinde de kaplama olarak plastik malzeme kullanılmakta. Bu malzemelerin içinde sizi bekleyen .  Bir tehlike var”    Bisfenol A”.

Bisfenol A (BPA), polikarbonat ve iki fenol moleküllerinin birleştirilmesiyle oluşturulan organik bir bileşiktir. Rus Kimyager Alexander Pavlovich Dianin’in (Russian: 1851-1918) ilk defa 1891 yılında St Petersburgta sentezlediği Bisfenol A, özellikle 1960 lardan sonra çapraz bağlayıcı özelliğinden dolayı polikarbonat  plastikler ve yapıştırıcı kimyasal reçinelerde yaygın olarak kullanılmaya başlamıştır. Bir çok plastik türünde, naylon, polyester ve PVC gibi maddelerin üretiminde yaygın şekilde kullanılmaya başlandı. En yaygın polikarbonat plastik tipi, BPA grupları ile bağlanmış karbona gruplarının oluşturduğu polimer zincirlere sahip olandır.Bu tip polikarbonat çok dayanıklı bir malzemedir, özellikle kurşun geçirmez cam yapımında tercih edilmektedir. Kurşun gçirmez bisiklete ihtiyacımız olmamakla beraber polikarbonat plastikler çoğu zaman su şişeleri gibi gıda ve içecek saklanan kaplarda kullanılmaktadır. Epoksi reçineler metalden yapılmış gıda kutuları, şişeler ve su temin hatları gibi ürünlerin iç kısımlarının kaplamasında kullanılmaktadır. BPA kullanımı plastik yapımıyla bitmemekte ayrıca böcek öldürücü ilaçlara katkı maddesi olarak, mantar öldürücü olarak, antioksidan, yanmayı azaltıcı alev geciktirici kaplamaların yapımında, lastik imalatında olarak ve PVC stabilizasyonunda kullanılmaktadır.

Yapılan incelemelerde Bisfenol A suda, toprakta, havada, vücudumuzdaki serumda, tükrükte, sütte, idrarda nanomolar derişimlerde tespit edilmiştir. Kemirgenlerde yapılan ölçümlerde embriyolojik taslağın oluştuğu dönemden sonra doğuma kadar olan getal dönemde, doğum esnasında ve Helen doğum sonrasında BPA’ya  maruz kalınması hormonal metobolizmanın bozulmasına bağlı olarak yumurtalık ve meme kanseri görülme sıklığını anlamlı olarak arttığı görlmüştür. Bunun yanında kromozon sayısı anormalliği denen aneuploidy (kromozom sayısının 46 adet olması gerekirken 45 veya 47 adet olması gibi) ile karşılaşma oranı artmaktadır. Bu durumda doğumsal anomalileri arttırmaktadır. Ayrıca göğüs ve prostat kanseriyle yakın ilişkisi de tespit edilmiştir. BPA’ya maruz kalma nedeniyle fetus bebek ve çocukların sinir sistemi ile prostat bezinin üzerine olası kötü etkiler oluşabilmektedir.

İnsanların uzun süreli maruz kalmaya bağlı birikme olmamakla beraber günlük maruz kalınan miktarlara bağlı olarak üreme sistemi, sinir sistemi ve bazı metabolik işlemlerde etkili olmakta.

2002 yılında fareler üzerinde yapılan bir araştırmada fetüs dönemindeyken BPA ya maruz kalma ileride yavrularını emzirmek için daha az zaman ayırmaya eğilim gösterme gibi doğal davranışları bile etkilediği gözlemlenmiştir. Tüm literatürde Bisfenol –A hakkında hiçte azımsanmayacak bir sayı olan 9511 çalışma var. Sadece 2015 yılında sperm ve BPA ile ilgili 14 çalışma var. Ekim 2015 yani 2 ay önce yayınlanan 2 araştırmada da BPA’nın özellikle hipotalamus-testis arasındaki  düzeni bozarak sperm üretimini düşürdüğü gösterilmiştir.

“Pudental sinirin etkilendiği yetmezmiş gibi bi de bu mu çıktı?” Dediğiniz duyar gibiyim.

Bazı araştırmalarda BPA ile imal edilen kaplardan yiyecek veya içeceklerin içine özellikle uygun depolama kurallarına uyulmadığı zaman BPA sızdığı belirlenmiş. Diğer yandan Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi (FDA) BPA’nın bazı yiyeceklerde çok düşük dozlarda olmasının güvenli olacağı yönünde beyanda bulunmuştur. FDA deki araştırmalar devam etmekteyken siz BPA’ya daha az maruz kalmak için bir takım şeyler yapabilirsiniz:

-BPA içermeyen sulukları arayın ve ısrarla satıcılardan isteyin.

-Özellikle güvenil olarak düşündüğümüz metal suluklar kullanabilirsiniz ancak içleri BPA içeren polikarbonat plastikle kaplanmamış olmalı.

-Son zamanlarda sıklıkla “BPA free” üretilen plastik sulukları tercih ederken üzerinde “BPA Free” çıkartmasına dikkat edin. Eğer bu yoksa özellikle geri dönüşüm 3 ve 7 ile ilgili işaretlenmiş olarak üretilen plastik ürünlerde BPA bulunabileceğini aklınızdan çıkarmayın.

-Tur bisikleti yaparken yannıza alacağınız muhtemelen iç yüzü BPA içeren bir polikarbonat plastik reçine ile astarlanmış konserve kullanımını azaltın.

-Sıcak sıvıları plastik kaplarda içmeyin.

-Suluğunuzu bulaşık makinasında yıkamayın

-Mikrodalga fırını plastik içiren kap koymayın.

-Lastik değiştirirken eldiven kullanmak sade ellerinizin yaralanmasını engellemez aynı zamanda muhtemelen BPA da sizi koruyacaktır. İllaha çıplak elle yapacaksak sonra ellerimizi güzelce yıkamalıyız.

-Yine tur esnasında çadırda kalırken böcek öldürücü değil da kovucu spreyler yada engelleyici tül örtüler kullanmalıyız.

Bundan sonra mola verdiğinizde suyunuzu yudumlarken bir kere daha düşünün:

-40 yıl Bisfenol-A olmadan yaşayan Rus Kimgayer Alexander  Pavlovich Dianin’in derdi neydi de bunu sentezledi J) Sanırım hayat 40’ından sonra başlar’ı yanlış anlamış olmalı. Heyse Hayat 40’ında sonra başlar’ı yanlış anlamış olmalı. Neyse Hayat 40’ından sonra değil her sabah başlar diyelim ve pedala sıkı basalım.

Her başlangıcınız pedal basma tadında olsun. 

Kaynak: thebikemag.com